Yaşlı adam ormanda odun toplarken bir kuyu görür.
Uzun zamandır buralarda olmasına rağmen ilk kez dikkatini çekmiştir. Yanına gider, eğilip bakar. Derin, dipsiz bir kuyudur. Tam o esnada kuyudan büyük bir yılan çıkar. Yaşlı adam korku ile geriler. Yılan yaşlı adama korkmamasını, kendisine zarar vermeyeceğini söyler. Yalnızlığından, dertleşecek bir dostu olmadığından bahseder. Yaşlı adam yılanın halini anlar, kendisi de bazen onca insanın arasında kendisini yalnız hissederken, bir delikte tek başına yaşayan yılan ne yapsın diye düşünür. Korkusu geçmiş, yılana karşı bir merhamet ve sempatiye dönüşmüştür duyguları. İsterse kendisi ile dertleşebileceğini, bundan keyif alacağını dile getirir. Yılan önce çekingen zamanla güven ile dertleşir yaşlı adamla. Yaşlı adam da zaman zaman yaşadıklarından, sorunlarından dem vurur. Vaktin nasıl geçtiği anlaşılmamış akşam olmuştur. Bir ara yılan kuyuya girer ve çıkar. Ağzından bir altın bırakıverir kuyunun başına. Yaşlı adam şaşırsa da hediyesini kabul etmesini ister yılan.